Saç Yolma Bozukluğu olarak da bilinen Trikotillomani ; tekrarlayan saç yolma ile karakterize olan ve kişide belirgin saç yitimi ile sonuçlanan süreğen gidişli, kişinin işlevselliğini bozan, tedavisi güç ruhsal bir bozukluktur. Bu kişilerde en sık saç yolma görülürken, kaş yolma, kirpik yolma, koltuk altı ve kasık bölgesi gibi vücudun farklı bölgelerinden de kılları yolma davranışı görülebilir.
Olguların yarısından fazlasında birden fazla aktif çekme alanı bulunur. Saç yolma günün herhangi bir saatinde ve kısa sürelerde gerçekleşse de daha uzun da sürebilir. Saç yolma davranışı evde okula göre daha fazla görülür. Evde ise çocuk genellikle aile bireylerinin yanında saç yolma davranışı göstermezken yalnız olduğu zamanlarda istemsizce yaptığını belirtir. Kişide saç yolma davranışı iki farklı şekilde ortaya çıkar. Odaklanmış tip çekmede yolma davranışı kişinin bir saçın kaba , düzensiz ya da olması gereken yerde olmadığını gördüğü ya da hissettiği zaman ortaya çıkar. Otomatik tip çekme ise çocuk sıkıldığında, bazen ders çalışırken, bazen uyumak için yatağa geçtiği zamanlarda ortaya çıkar. Saç koparma esnasında ağrı hissedilmediği, saçın düzenli bir şekilde koparıldığı , saç koparmanın hazza neden olduğu, sonrasında ise suçluluk hissinin ortaya çıktığı biliniyor .
Trikotillomaninin nedenleri arasında genetik yatkınlık , nörobiyolojik , çevresel ve psikolojik pek çok etken vardır. Ebeveynlerin boşanması, ebeveyn kaybı ya da kayıp algısı,taşınma, göç, okul değişikliği, fiziksel- duygusal-cinsel istismar trikotillomaniye neden olabilir. Burada esas önemli olan çocuğun ne yaşadığı değil yaşanılan olaya nasıl bir anlam yüklediğidir. Örneğin okul değişikliği gibi aileler tarafından bazen olağan karşılanan bir yaşantı bile çocuğun iç dünyasında büyük hasarlar oluşturabiliyor. Çocuklar yaşanılan pek çok olayda suçluluk hissine kapılıyor, mesela istismara uğrayan bir çocuk bunun kendi hatası olduğunu düşünüyor ve neticede saç koparma davranışı ile kendini bir şekilde istemsizce cezalandırıyor. Ayrıca ailesinden göremediği ilgiyi ve sevgiyi de bu şekilde elde etmeye çalışıyor.
Araştırma sonuçları Trikotillomaninin sanılandan çok daha sık olduğunu göstermektedir. Çocuklarda %1 ,üniversite öğrencilerinde ise %1-3 sıklığında görüldüğü , hastalık düzeyinde olmayan saç koparma davranışının ise genç erişkinlerde %15’e ulaştığı bildirilmektedir. Dünyada yüz milyonun üstünde trikotillomani vakası olduğu düşünülmektedir. Ülkemizde ise ağır pandemi koşullarının çocuklar ve ergenler üzerinde pek çok olumsuz izler bıraktığı ,klinik pratiğimizde de diğer ruhsal bozuklarda olduğu trikotillomani vakalarında da artış olduğu görülmektedir.
Saç yolma davranışı genellikle ailelerin yanında yapılmadığı için aileler sorunu geç farketmektedirler. Ebeveynler küçük çocuklarda açılan alanları farkettiklerinde saç dökülmesi olduğunu düşünerek bir çocuk doktoruna başvuruyorlar ve sürecin psikolojik boyutu gözden kaçabiliyor. Ergenler ise açılan alanları şapka, peruk, takma kirpik ve kozmetik ürünler kullanarak, saçlarını farklı toplayarak saklama eğilimindeler. Bu gibi durumlar ailelere bir sorun olduğuna dair ışık yakabilir. Diğer yandan çocuğun odasında yolunmuş saçların bulunması da olasıdır.
Trikotillomani vakalarının mutlaka bir psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerekiyor. Yinelemelerle giden ,kronik seyirli bir hastalık olan trikotillomaniye pek çok psikiyatrik hastalık da eşlik edebiliyor. Tedavi genellikle ilaç eşliğinde psikoterapi uygulamaları ile sürdürülmektedir. Tersine alışkanlık kazandırma trikotillomaninin psikoterapisinde en büyük payı oluşturmaktadır. Burada istenmeyen davranışa neden olan tetikleyicilere dair farkındalık sağlanmaya çalışılır. Ardından koparma dürtüsü oluştuğunda stres çarkı çevirme, oyun hamuru ile oynama gibi rakip cevaplar belirlenir. Diğer yandan eldiven takmak, şapka giymek gibi bariyer oluşturarak koparmanın önüne geçilmesi sağlanabilir.Rahatlamayı sağlayabilmek için nefes gevşeme egzersizlerinin de sürece katkısı oldukça fazladır. Yapılan en büyük hata ailelerin çocukları isterse bu davranışı yapmayı bırakabileceğini düşünmesidir. Bu yaklaşım hem tedavilerin gecikmesine hem de çocukta suçluluk hissisinin oluşmasına neden olmaktadır. Diğer yandan Trikotillomani tedavi edilmediğinde kişide sosyal ilişkilerde bozulma, özgüven sorunları, okul uyumunda bozulma, mutsuzluk gibi pek çok ek soruna da neden olabilir. Bazı olgularda ise koparılan saçların yutulması neticesinde ek tıbbi sorunlar da karşımıza çıkabilmektedir.